HSBC Türkiye ekonomist ve yöneticileri, Ankara’da Türkiye’de ve global piyasalarda yaşanan gelişmelere ilişkin bir seminer verdi. Seminerde konuşan HSBC Türkiye Portföy Yönetimi Genel Müdürü Namık Aksel, Türkiye’nin hisse senedi ve tahvil piyasalarının cazibesini koruduğunu söylerken, HSBC Türkiye Hazine Direktörü Fatih Keresteci Türkiye’nin uzun vadede, birçok ayrıştırıcı etmenin yardımıyla dünya ekonomi klasmanında kayda değer bir yer edineceğini belirtti. Seminer katılımcılarına HSBC Türkiye’nin önde gelen hizmetlerinden biri olan Premier ile ilgili bilgiler de verildi.
HSBC Türkiye, Ankara’da global piyasalardaki yeni gelişmelerin Türkiye’ye etkisi üzerine bir seminer düzenledi. HSBC Premier müşterilerine düzenlenen seminerde, HSBC Türkiye Portföy Yönetimi Genel Müdürü Namık Aksel, HSBC Türkiye Hazine Direktörü Fatih Keresteci ve HSBC Döviz ve Sabit Getirili Piyasalar Yöneticisi Eylem Ünal ekonominin gündemi ve yatırım enstrümanlarının performansıyla ilgili değerlendirmelerini paylaştı.
Türkiye global yatırımcılar için cazip bir piyasa
Namık Aksel konuşmasında, Türkiye’nin de içinde bulunduğu, emtia ithalatçısı olan ve “Kırılgan 5’li” olarak adlandırılan ülkelerin konjonktürden olumlu etkilendiğini söyledi. Dünyada döngüsel farklılaşmaların yaşandığı bu süreçte Türkiye hisse senedi ve tahvil piyasalarının cazibesini koruduğuna dikkat çeken Aksel, “ABD tarım dışı istihdam verisinin detayları, piyasadaki FED faiz artış beklentilerinin Eylül’den Haziran ayına gelebileceğine işaret ediyor. Olumlu makro görünüm, bu riskler ve seçim dönemine girilmesi kısa vadede piyasaların dalgalı olabileceğinin sinyalini veriyor” değerlendirmesini yaptı.
“Biz 2015 temasını döngüsel farklılaşmalar olarak belirledik” diyen Namık Aksel, şunları söyledi: “Bunu iyi analiz edebilen yatırımcılar, ülkeler bazında doğru zamanda doğru varlıklara yatırım yaparak fayda sağlayabilirler. Düşük faiz, düşük enflasyon ve düşük enerji fiyatları, Türkiye’ye bugüne kadar hiç olmadığı kadar makro dengeleme fırsatı sunuyor. Türkiye bu yıl, global yatırımcılar açısından, seçim ve jeopolitik riskler dikkate alınarak, para konulması gereken bir piyasa.”
Yapısal reformlara yeniden ağırlık verilmeli
Fatih Keresteci ise 2008 Lehman krizinin, mevcut küresel ekonomik düzenin sürdürülemez olduğunun ilk sinyali olduğunu ifade ederek, bu sinyalin doğru okunamadığını ve palyatif önlemlerle çözüm arayışına yönelindiğini ve insanlık tarihinin en büyük parasal genişlemesine gidildiğini söyledi. Keresteci konuşmasına şöyle devam etti:
“Aradan geçen yaklaşık 6 yıllık süre zarfında, rezerv paranın sahibi olan ABD dışında, ekonomik anlamda herhangi bir toparlanma göremediğimiz gibi dünya büyümesi her geçen ay biraz daha ivme yitiriyor. Bu tablonun sürdürülebilirliğine ilişkin derin şüpheler var. Hele ki, ekonomik sorunlarını hafifleten ABD’nin faizlerde artırıma gitmeye hazırlandığı bir dönemde. Türkiye bu ortamda ekonomik anlamda kayda değer bir aşama kaydetti. Petrol fiyatlarındaki düşüş Türkiye’nin ekonomik görünümünü biraz daha parlattı. Ancak, inşaat odaklı büyüme modeli sonucunda orta-uzun vadeli üretim kapasitesinin zayıflaması olumsuz bir sinyal. Türkiye’nin yapısal reformlara yeniden ağırlık vermemesi durumunda orta vadeli bir darboğazdan kaçması imkansız gibi görünüyor. Bununla birlikte, Türkiye’nin uzun vadede, başta demografik özellikler olmak üzere birçok ayrıştırıcının yardımıyla dünya ekonomi klasmanında kayda değer bir yer edineceği de göz ardı edilmemelidir.”
Ekonomik gelişmelere ilişkin bilgilerin aktarıldığı seminerin ardından HSBC’nin Premier Miles Kredi Kartı’nın müşterilerine sunduğu avantajlar da katılımcılarla paylaşıldı.