Yakın zamanlarda gerçekleşen yüzde 0,75 düzeyindeki faiz indirimini, önümüzdeki aylarda yine bu düzeyde hızlıca yapılacak yeni bir indirimin takip etmesi bekleniyor. Bu gelişme piyasadaki faiz oranlarına (kredi ve mevduat) düşüş yönlü olarak yansıyacaktır. Bu düzeydeki indirimler sonucunda, ülkemizdeki bankaların konut kredisi faizleri aylık bazda yüzde 0,90 ve altına, mevduat faizleri de ortalama olarak brütte yüzde 8,50-9,00 (net getiri yaklaşık %7) düzeyine inecektir.
Konut kredisi kullanacak olan tüketiciler genelde faizler düşüş trendinde olduğunda önce bir miktar beklemeyi, sonra konut alımını konut kredisi ile yapmayı düşünürler. Faizler artış trendindeyse konut kredisi kullanımını ve konut alımı kararını hızlandırır. Ancak, burada esas etken konut kredisi faiz oranlarının bulunduğu seviyedir.
Genel eğilimlere bakılacak olursa, konut kredisi maliyeti aylık yüzde 1 seviyesini geçtiğinde, kredi talebi, ve dolayısıyla konut talebi azalır, yüzde 0,90 seviyesinin altına indikçe bu durum konut talebini artırır. Konut kredisi maliyeti yüzde 0,90 seviyesinin altına indiğinde, aynı zamanda alternatif getiri araçlarının (TL mevduat ve hazine/özel sektör tahvili) getiri düzeyleri de yıllık bazda net olarak yüzde 6-8 arasına indiği için, ülkemizdeki yıllık enflasyon oranı ve reel getirinin neredeyse olmaması da dikkate alındığında, tasarruflarını TL cinsi enstrümanlarda değerlendiren kişilerin yatırımlarının konuta yönlendirmesi durumu ortaya çıkar.
Konut ülkemizde yatırım ve tasarruf aracı olarak algılandığı için konuyu konut kredisi ve alternatif getiri imkanı açısından iki boyutta değerlendirmek gerekir. Bireysel açıdan bakıldığında, kira getirisi makul düzeyde bir konut alındığında, kiranın yıllık getirisi %4-5 aralığında olur, konuttaki olası değer artışı da kira getirisine eklendiğinde, konut yatırımı tüm TL cinsi enstrümanlardan daha yüksek bir getiri sunar.
Gerek borçlanarak konut alımını ulaşılabilir ve mantıklı kılması, gerek alternatif getirilerin konut yatırımı karşısında cazibesini azaltması nedeniyle, tüm bu gelişmelerin konut talebine olumlu yansımasının beklendiğini söyleyebiliriz.