İSO’daki beş tekstil komitesinin hazırladığı “Tekstil Ürünleri İmalatı Sanayi Sektör Raporu’na göre, Türkiye tekstilde 2012 yılında 11 milyar dolar ile dünyanın en büyük yedinci ihracatçı ülkesi konumuna yükseldi.
Tekstilin 2004 yılına kıyasla 2011 yılında girişimci, ücretli çalışan, üretim, katma değer ve yatırımlar açısından toplam imalat sanayi içindeki payı ise düştü.
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, “Tekstilde büyük teknoloji merkezlerine ihtiyacımız var. Biz İSO olarak bu tür vizyoner yaklaşımlara her zaman şemsiye örgüt olmaya hazırız” dedi.
İSO Meclis Başkan Yardımcısı ve İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı İsmail Gülle, üretim ve ihracat konusunda nitelikli eleman yetersizliğinin çok büyük bir sorun teşkil ettiğini söyledi.
İstanbul Sanayi Odası’nda (İSO) tekstil ürünleri imalatını temsil eden beş komitenin katkıları ile oluşturulan “Tekstil Ürünleri İmalatı Sanayi Sektör Raporu” bugün açıklandı.
TÜİK verileri baz alınarak hazırlanan rapora göre, Türkiye tekstilde 2012 yılında yaklaşık 11 milyar dolar ihracatı ile dünyanın en büyük yedinci ihracatçı ülkesi konumuna yükseldi. Sektörün 2004 yılına kıyasla 2011 yılındaki girişimci, ücretli çalışan, üretim, katma değer ve yatırımlar açısından toplam imalat sanayi içindeki payı ise düşüş gösterdi.
İhracatta dünyanın yedinci büyük ülkesi olduk
İSO Danışmanı Can Fuar Gürlesel’in açıkladığı rapora göre, Türkiye tekstil sektörü 2005 yılında 7,08 milyar dolar olan ihracatını 2012 yılında 11,09 milyar dolara yükselterek dünyanın yedinci büyüğü oldu. Sektör, en çok ihracatı ise Rusya, Almanya, İtalya, ABD ve Suudi Arabistan’a gerçekleştirdi.
Bununla birlikte sektörün aynı dönemde Türkiye’nin toplam ihracatından aldığı pay 9,6’dan yüzde 8,1’e geriledi. Yine aynı dönemde 4,44 milyar dolar olan tekstil ithalatı ise 6,59 milyar dolara yükselirken, toplam ithalat içindeki payı da yüzde 3,8’den yüzde 2,8’e indi.
Kendi içinde büyürken, imalat sanayi içinde küçüldü
Tekstil sektörü, 2004 yılından bu yana istihdam ve katma değer yaratmada büyüme gösterirken, aynı başarıyı toplam imalat sanayi içinden aldığı pay oranında gösteremedi.
Buna göre, sektörün 2004 yılında 19 bin 726 olan girişimci sayısı 2011 yılında 23 bin 12 kişiye yükseldi. Aynı dönemde yüzde 2,6 artışla 342 bin 474 kişiye istihdam yaratan, üretim değerini 31,65 milyar TL’den 59,76 milyar TL’ye çıkarma başarısı gösteren sektör, katma değerini ise 7,8 milyar TL’den 11,81 milyar TL’ye çıkardı.
Tekstilin Türkiye’nin toplam imalat sanayi içinden aldığı pay ise kayba uğradı. Buna göre tekstil girişimcisinin imalat sanayi içindeki payı 2004 yılında yüzde 7 iken 2001 yılında yüzde 6,9’a düştü. Sektörün ücretli çalışan içindeki payı aynı dönemde yüzde 16’dan yüzde 12’ye, üretim değerindeki payı yüzde 11’den yüzde 9’a, katma değer içindeki payı yüzde 11, 6’dan yüzde 9,2’ye ve yatırımlar içindeki payı yüzde 16,4’ten yüzde 10,7’e düştü. Sektörün üretimi de 2005-2012 yılları arasında yüzde 8 gerileyerek ortalama imalat sanayi üretim büyümesinin altında kaldı. Sektörde 2011 yılındaki yatırım tutarı ise 5,23 milyar TL oldu.
Bahçıvan: “Tekstilci kendi makinesini üretmeli”
Komite üyeleri, firmalar ve sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katıldığı “Tekstilin Dokunduğu Topraklar” başlıklı toplantının açılış konuşmasını yapan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, tekstil sektörünün Türkiye’nin istihdam ve ihracatı içinde öneminin devam ettiğini, özellikle İstanbul ve havzası için hala büyük önem taşıdığını kaydetti.
Tekstilde teknoloji, inovasyon ve Ar-Ge’nin öncelikli konular olmasını gerektiğinin altını çizen Bahçıvan, “Artık eğitim kalitesi düşük, bilgi birikimi ve Ar-Ge kapasitesi zayıf, inovasyon ve tasarım gücü yetersiz ülkeleri ve sektörleri dünya rekabetinde çok daha zor günler beklediğini bilerek hareket etmeliyiz. Yüksek katma değer yaratamıyoruz, ileri teknoloji üretemiyoruz. Fakat üretemediğimiz teknolojiyi kullanmakla övünüyoruz. Bu en çok da tekstil sektörümüz için geçerlidir ve çok üzücü bir durumdur. Bu nedenle elde etmiş olduğumuz değerleri artık yabancıların makine parkına harcamanın önüne geçecek açılımlar yapabilmeliyiz. Tekstil sektörümüz bu anlamda kendi makinesini üretebilecek teknolojileri yaratabilmelidir” dedi.
Sanayi-üniversite işbirliğinde İSO şemsiye olacak
Sektörde üniversite-sanayi işbirliğinin önemine de dikkat çeken Bahçıvan, şunları söyledi: “İSO olarak Sanayi Geliştirme Platformu’nu, İstanbulumuzun en büyük beş üniversitesi; Boğaziçi, İstanbul, Marmara, İTÜ ve Yıldız Teknik üniversitelerinin katılım ve katkıları ile kurmuş bulunuyoruz. Bu işbirliğinden tekstil sektörümüzün eğitim alanındaki açığı ile ilgili de önemli çıktılar alacağımızı düşünüyorum. Eğitimin yanında büyük teknoloji merkezlerine ihtiyacımız var. Biz İSO olarak bu tür vizyoner yaklaşımlara her zaman şemsiye örgüt olmaya hazırız. Özellikle sektörümüzün değerli temsilcilerini uluslararası pazarlara açacak ve rekabette üstünlük sağlayacak uluslararası tekstil fuar ve kongresi yapmalarına da oda olarak her türlü desteği vereceğimiz özellikle vurgulamak istiyorum.”
Nitelikli eleman yetersizliği önemli sorun
Raporun ele alındığı ve sektörün sorunları ile çözüm önerilerinin tartışıldığı oturumda konuşan İSO Meclis Başkan Yardımcısı ve İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Başkanı İsmail Gülle, üretim ve ihracat konusunda nitelikli eleman yetersizliğinin çok büyük bir sorun teşkil ettiğini söyledi.
Oturuma 7. Grup İplik Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Mehmet Adnan Öcalgiray, 8. Grup Dokuma Kumaş Sanayi Meclis Üyesi ve Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Ali Sami Aydın, 9. Grup Tekstil Terbiye, Baskı, Nakış, Brode, Örme Kumaş ve Triko Giyim Sanayii Meclis Üyesi ve Meslek Komitesi Başkanı M. Selçuk Sadır, 10. Grup Giyim Dışı Tekstil, Ev Tekstili ve Dokunmamış Ürünler Sanayi Meclis Üyesi ve Meslek Komitesi Başkanı Ali Zafer Şişman ve 11. Grup Konfeksiyon Yan Sanayii Meslek Komitesi Üyesi Osman Ege katıldı.