Ankara Sanayi Odası Mart ayı olağan meclis toplantısı 26 Mart 2014 tarihinde yapıldı. Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir toplantıda gündemdeki ekonomik gelişmeler ile sanayicilerin yerel yönetimlerden beklentilerini dile getirdi.
Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir meclis toplantısında şöyle konuştu;
Yüksek rantlar, yeterli hızda arsa üretemediğimizi ve kentleşmeyi planlı bir biçimde gerçekleştiremediğimizi göstermektedir. Hızlı kentleşme nedeniyle yapılan altyapı yatırımları kısa sürede yetersiz hale gelmekte, kentlerde hayat giderek zorlaşmaktadır. Bu durum, kentlerimizin rekabet gücünü de olumsuz etkilemektedir.
Ekonomist dergisine göre 2025 yılında Ankara, dünyanın en rekabetçi 120 kenti arasında 103’üncü sırada yer alacaktır (İstanbul 70’inci sırada). Kentleri rekabetçilik açısından sıralarken kullanılan kriterler şunlardır:Ekonomik güç,Fiziki sermaye, Finansal olgunluk,Kurumsal karakter, Sosyal ve kültürel karakter, Beşeri sermaye,Çevre ve doğal tehlikeler,Küresel çekicilik. Ekonomik güç kriterini etkileyen faktörler; reel gelir, reel gelirin büyüme hızı, kişi başına düşen reel gelir, tüketim talebi ve bölgesel piyasalarla entegrasyon. Fiziki sermaye kriterini etkileyen faktörler; fiziki altyapının kalitesi, toplu taşımacılığın ve haberleşme altyapısının kalitesi. Finansal olgunluk kriterini etkileyen faktörler; finansal kümelenmenin genişliği ve derinliği, Merkez Bankası’nın yeri, Exim Bank’ın yeri, borsanın yeri. Kurumsal karakter kriterini etkileyen faktörler; seçim süreci ve çoğulculuk, yerel yönetimin mali özerkliği, vergilendirme, hukukun üstünlüğü ve kamu yönetiminin etkinliği. Sosyal ve kültürel karakter kriterini etkileyen faktörler; ifade özgürlüğü ve insan hakları, açıklık ve çeşitlilik, toplumdaki suç oranı ve kültürel canlılık. Beşeri sermaye kriterini etkileyen faktörler; nüfus artışı, çalışma yaşındaki nüfusun oranı, girişimcilik ve risk alma hevesi, eğitim ve sağlık hizmetlerinin kalitesi, yabancıların işe alınma kolaylığı, kadınların sahip olduğu ekonomik fırsatlar. Çevre ve doğal tehlikeler kriterini belirleyen faktörler; doğal felaket riski ve çevre yönetimi. Küresel çekicilik kriterini etkileyen faktörler; küresel iş çekiciliği, uluslararası uçuşlar sıralamasındaki yer, kongre turizminin gelişmişliği, yüksek eğitimde liderlik, küresel ölçekte tanınmış düşünce kuruluşları. Bu faktörlerin ayrıntılarına girmeyeceğim. Birçoğumuz, yukarıda saydığımız bir çok faktör açısından Ankara’nın kötü durumda olmadığını haklı olarak söyleyebilir. Ankara, ülkemizin en yaşanabilir kenti ve kentler arası rekabet endeksinde ikinci sırada yer alıyor. Ancak, konuşmamın başında da belirttiğim gibi kentler arasındaki rekabet, küresel çaptadır. Bu nedenle şimdi içinde bulunduğumuz durumla yetinemeyiz.
Ankara’nın küresel rekabet gücünü etkileyen bazı faktörler, yerel değil merkezi yönetimin ilgi alanına giriyor. Ancak, bir çok faktör üzerinde yerel yönetimlerin etkisi vardır.
Şimdi bizim Ankara’yı önümüzdeki dönemde yönetecek olanlardan beklentimiz, onların etki ve yetki alanlarına giren konularda Ankara’nın rekabet gücünü artırmaları, belediye hizmetlerini ve yatırımlarını o alanlara yöneltmeleridir. Tüm Ankaralılar da, rekabet gücümüzün artmasının Ankaralıların refah ve mutluluğunu da artıracağını bilmelidir.
Küresel ekonomideki gelişmeler, bir süre bizim gibi gelişen ülkeler için pek olumlu olmayacak.
Dünyada parasal genişleme döneminde bol bol yabancı sermaye çeken ülkelere sermaye girişlerinde bir azalma olacak gibi görünüyor. Amerikan Merkez Bankası, bu yılın sonbaharında parasal genişleme programını sonlandıracağını ve 2015 yılının birinci yarısında da faiz artırımlarının başlayabileceğini söyledi. Eğer Amerika’da faizler artmaya başlarsa bizim gibi ülkelerden yabancı sermaye çıkışları olabilir. Ayrıca Çin ekonomisindeki yavaşlama sinyalleri de küresel büyümeyi olumsuz etkileyecektir. Diğer yandan Avrupa Merkez Bankası faiz indirimine gidebileceğini, Japon Merkez Bankası da düşük faiz politikasını devam ettireceğini belirtmektedir. Görüldüğü gibi küresel ekonomideki belirsizlikler devam etmektedir. Bu nedenle, işadamları olarak ihtiyatlı iyimserliğimizi korumakta yarar görüyorum.
Ülkemiz seçim ortamına girmiştir. Bu seçim ortamında siyasi söylemler alışılmışın ötesinde bir sertlik taşımaktadır. Bu durum moralimizi bozmasın. Hem yerel, hem genel hem de cumhurbaşkanlığı seçimlerini bir süre sonra geride bırakacağız. Bu nedenle, siyasi gerginlikleri ve belirsizlikleri kısa vadeli bir olay olarak görüp işimize devam etmemiz gerekmektedir.”
“
Türkiye’nin orta ve uzun vadeli görünümü olumludur ve umut vermektedir. Yabancı yatırımcıların ülkemize olan ilgisi devam etmektedir. Bu nedenle bu uzun vadeli bakış açısını korumamız ve çalışma azmini sürdürmemiz gerekmektedir.