Ankara – 24.03.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, cevizde üretim artışının talebi karşılamadığını bildirerek, “1995-2013 döneminde üretim, 110 bin tondan 212 bin 140 tona çıktı. Üretim artışına rağmen, 2013 yılında 46,8 milyon dolarlık ihracata karşın 106,1 milyon dolarlık ithalat yapıldı” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye şartlarına her anlamda çok uygun bir meyve olan cevizde üretimin artırılması, ülkenin net ithalatçı değil, net ihracatçı olması gerektiğini belirtti. Türkiye’nin 1995 yılında 110 bin ton olan ceviz üretiminin 1998 yılına 120 bin tona çıktığını, 2000 yılında 116 bin tona inen üretimin, 2002 yılında 120, 2003’de 130 bin tona yükseldiğini hatırlatan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Üretim 2004 yılında 126 bin tona indikten sonra, 2005 yılında 150 bin tona çıktı. 2006 yılında 129 bin 614 tona düşen üretim, 2007 yılında 172 bin 572 tona ulaştı. 2008 yılında 170 bin 897 tona gerileyen üretim, 2009 yılında 177 bin 298 tona, 2010 yılında 178 bin 142 tona, 2011 yılında 183 bin 240 tona yükseldi. Cevizde 2012 yılında 194 bin 298 ton olan üretim, 2013 yılında yüzde 9,18 artarak 212 bin 140 tona çıktı.
-Dünya ceviz üretiminin yarısını Çin karşılıyor, Türkiye 4’üncü-
Ceviz yetiştiriciliği dünya genelinde 50’den fazla ülkede yapılıyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) rakamlarına göre, kabuklu ceviz üretimi, 1995-2012 döneminde 1 milyon 68 bin 118 tondan 3 milyon 418 bin 559 tona yükseldi.
Bu üretimin yarıya yakın kısmını 1 milyon 700 bin ton üretim yapan Çin tek başına yerine getirdi. Çin’i, 450 bin tonla İran, 425 bin 820 tonla ABD, 194 bin 298 tonla Türkiye, 110 bin 605 tonla Meksika, 96 bin 900 tonla Ukrayna, 40 bin tonla Hindistan ve 38 bin tonla Şili izledi. Bu 8 ülke dünya ceviz üretiminin yüzde 89,38’i karşıladılar.”
-İthalat ve ihracatta azalma-
Türkiye’de ceviz üretiminde artışa karşın talebin karşılanamadığını ve ülkenin net ithalatçı olduğunu belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Kabuklu ve kabuksuz cevizde Türkiye, 2012 yılında 5 bin 522 ton ihracat karşılığında 60 milyon 100 bin dolarlık döviz elde ederken, 39 bin 638 ton ithalat yapmış ve 141 milyon 956 bin dolarlık döviz ödemişti. 2013 yılı verilerine göre 4 bin 35 ton kabuklu ve kabuksuz ceviz ihraç ederek 46 milyon 790 bin dolar döviz elde edilirken, buna karşın 29 bin 515 ton kabuklu ve kabuksuz ceviz ithalatı yapılıp, 106 milyon 74 bin dolar döviz harcanmıştı. 2013 yılında cevizde değer olarak ihracat yüzde 22,15, ithalat yüzde 25,28 azaldı.
İthalatta 35 milyon 882 bin dolarlık azalma dikkat çekici ama ihracatta da 13 milyon 310 bin dolarlık azalma oldu.
Türkiye cevizde rahatlıkla ülke ihtiyacını karşılayıp, önemli miktarda da ihracat yapabilir. Üretimi artırmaktan başka bir yol görünmüyor. Çünkü, tüketim artıyor. 2000 yılında 106 bin ton olan tüketim 2011 yılında 206 bin tona yükseldi. Kişi başına 1,62 kilogram olan ceviz tüketimi, 2011 yılında 2,76 kilograma çıktı.”
-Ağacı, meyvesi, yaprağı, kabuğu her şeyi kullanılıyor-
Cevizin çok eski zamanlardan beri bilinen ve üretimi yapılan bir meyve türü olduğunu bildiren Bayraktar, “Thiamin, vitamin B6, folacin içeren birçok vitamin ile aynı zamanda demir, çinko, bakır, magnezyum, fosfor ve potasyum içeriği bakımından da önemli bir üründür. Kötü kolesterolü düşüren ceviz, hayvansal protein kaynağı yerine geçebilen ve yüksek oranda doymamış yağ içeriği yüksek bir meyvedir. Ayrıca insan vücudunda sadece beynin ihtiyaç duyduğu, gelişmesi ve öğrenme üzerindeki etkisi büyük olan gümüş iyonunu içeren tek meyve türü cevizdir” dedi.
Ceviz ağacı, meyvesi, yaprağı, yeşil ve kuru kabuğu ile boya sanayinden, mobilya sanayine, mobilya sektöründen gıda ve ilaç endüstrisine kadar birçok alanda kullanıldığını belirten Bayraktar, cevizin ağacının yakacak olarak kullanılabildiği gibi işlenebildiği için mobilya, parke yapımı gibi birçok alana hammadde sağladığını vurguladı.
-5 milyon adet ceviz fidanı dikilecek-
Bayraktar, Türkiye’nin cevizin anavatanları arasında yer almasına ve dünya üretiminde dördüncü sırada bulunmasına, yurdun hemen her yerinde yetişmesine rağmen ülke iç tüketimin fazla olması, standart ceviz çeşitleriyle yapılan kapama ceviz bahçelerinin nispeten az olması gibi sebeplerle ceviz konusunda istenilen seviyelere ulaşılamadığını dikkat çekti.
Şemsi Bayraktar, şunları kaydetti:
“Ceviz gibi ülkemiz şartlarına her anlamda çok uygun bir meyvede ithalat yerine büyük miktarlarda ihracat yapılması gerekir. Modern tarım tekniklerinin uygulanabileceği, verimi yüksek, kaliteli, geç çiçeklenen standart ceviz çeşitleriyle tesis edilmiş kapama ceviz bahçelerinin kurulması son derece önemlidir. Yurt içi sertifikalı fidan ve standart fidan kullanım desteği, mazot, gübre gibi destekler ve özel sektörün de katılımıyla kapama ceviz bahçelerinin sayısı artmıştır. Yine de yeterli seviyeye ulaşılamamıştır. Cevizde ilk hedef ‘kendine yeten’ bir ülke olmalı, sonrasında cevizde döviz elde eden bir ülke konumuna gelinmesi hedeflenmelidir. Bu nedenle cevizde ‘kapama bahçe tesisi’ kuran üreticiler, verilecek desteklerle teşvik edilmeli, ceviz üretimi artırılmalıdır.
Ülkemizde ceviz üretiminin artırılması amacıyla 14 Mayıs 2012 tarihinde Birliğimiz ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı arasında imzalanan protokolle ‘2012-2016 Ceviz Eylem Planı’ kapsamında 5 milyon adet ceviz fidanı dikilerek hem ekonomiye katkı sağlanacak hem de bozuk ormanların ıslahına katkıda bulunulacaktır. Bu tür çalışmaların daha da yaygınlaşması en büyük temennilerimiz arasında yer almaktadır.”
-Bahçe kurulumu ve fidan reklamlarına dikkat-
Son zamanlarda internet sitelerinde “anahtar teslimi ceviz bahçeleri”, “sertifikalı ceviz fidanı” gibi reklamların sıklıkla görüldüğünü belirten Bayraktar, “Çiftçilerimizin ve ceviz bahçesi kurmak isteyen girişimcilerin bu konuda dikkatli olmaları gerekmektedir. Meyve bahçelerinin ilk kurulumunda yapılan hataların sonradan telafisinin mümkün olmadığından konusunda uzman, güvenilir, referansı olan firmalarla işbirliği yapmaları menfaatleri açısından önemlidir” dedi.