Öngörüde bulunmak çok iddialı bir davranıştır. Öncelikle çok ciddi bir birikim ve işlem gücü gerektirir. Günün gözü ile değil geleceğin gözü ile olaylara bakmak şarttır. Nasıl geçmişi değerlendirirken o günün şartlarını göz önünde bulundurup ona göre düşünmek gerekirse, gelecek ile bilgili bir öngörü yaparken de gelecekte yaşıyor gibi düşünmeniz gerekir. Kendinizi gelecekte yaşayan ikizinizin yerine koymanız gerekir. Bir tür “gelecek empatisi” kurmanız lazım. Dolayısıyla bol miktarda veri ile yüklü olmanız ve bunları birlikte işeyebilecek bir akıl yürütme beceriniz olması gerekir.
Günümüzde “Ankamall” olarak geçen, ancak ilk bölümü yapıldığı yıllarda “5M Migros” olarak anılan alışveriş merkezi eskiden Et ve Balık Kurumu’nun mezbahasının bulunduğu alanda inşaa edilmiştir. İnşaatı sırasında genç bir inşaat Mühendisi olan dostum Tunç Gündoğdu bu binanın inşaatında çalışmaktaydı. Bir gün kendisine “Tunç, kocaman alışveriş merkezini buraya yaptınız ama buraya kim gelir? Bence boş kalır burası.” demiştim. Yıllar geçti üzerinden. Boş kalır diye “öngördüğüm” yer Ankara’nın en iyi çalışan alışveriş merkezlerinden biri olarak dimdik ayakta duruyor. Aynı dönemlerin yıldızı olan Atakule ise şimdilerde tamamen boşalmış durumda. “Tadilat sonrası nasıl bir hal alır” diye öngörüde bulunmak istemiyorum. 🙂
Ankara, Ortadoğu ve Balkanların kişi başına, metrekare olarak en fazla alışveriş merkezinin düştüğü şehir. Böyle bir şehirde nerede daha iyi ticaret yapılabileceği ve nerede işin tutacağı yanında, kuşkusuz insanların neden orayı tercih edecekleri konusu öne çıkıyor. Örneğin park yeri olması, bu hizmeti bila bedel (bedava) karşılıyor olması zorunluluk. Ancak, Ankara insanı nedendir bilinmez, aracını genellikle üstü açık park yerine bırakma eğilimindedir. Dolayısıyla eğer bir alışveriş merkezinin yeterli miktarda açık alan park yeri olması, tercih edilmesinde önemli bir nedendir. Kapalı park alanlarının da kolay erişilebilir olması ve labirent gibi olmayan park alanları, alışveriş merkezlerinin daha tasarım aşamasında öncelikle göz önünde bulundurmaları gereken bir zorunluluktur. Biraz çevrenizde gözlemlerseniz yoğun müşteri alan alışveriş merkezlerinin yerleşimi, tasarımı açısından park yerinin önemini anlayabilirsiniz. Geçmişte yapılan öngörülerle “canım park yerini sığdırın bir yerlere, asıl alışveriş alanları önemli” şeklindeki düşünce çuvallamıştır.
Mamak ve Çankaya’yı birbirine bağlayan bir viyadük yapma fikri yıllar önce duyanlara pek anlamlı gelmeyebilirdi. Şans eseri o viyadüğün yapımında öngerdirmeli çelik halatlarının uygulamasında emeği geçen mühendis arkadaşım Barbaros Aşuroğlu henüz açılmadan viyadük üzerinden beni ilk geçirdiğinde, bölgenin Ankara’nın ne kadar dışında kaldığına şaşırmıştım (neyse ki bir böngörüde bulunmamıştım). Bu aralar ayda en az bir iki kere o viyadükten geçip, yeni açılan alışveriş merkezlerine gittiğim oluyor.
20 sene önce Mamak çöplüğünün üzerinde çilek, domates yetişeceğini söyleseler, daha da ileri gidip, “bu çevre lüks konutlarla dolacak” deseler inandırıcılığı ne düzeyde olurdu? Ya da Atatürk Orman Çiftliğinde yapılmaya çalışılan içinde dolaşılabilen akvaryumun yapımının bir şekilde engellenip, yıllar sonra Mamak Çöplüğü yanında bir benzerinin Türkiye’nin en büyük içinde gezilebilir akvaryumu olacağını öngörebilir miydik?
Ankara gelişiyor. Ankara’da iş yapmak gelecekte daha verimli hale gelecek. Bu öngörü, gelecek için büyük olasılıkla gerçekleşecek. Kim bilir, belki de Ankara’dan İstanbul’a giden beyinler bile bir gün geri göç edebilirler.
Bakalım bu öngörü ne ölçüde gerçekleşecek?
Burcak Cubukcu
http://www.burcakcubukcu.com
http://burcakcubukcu.kimdir.com
http://www.antrak.org.tr