Ulaşım, Ankara’nın bir türlü çözülememiş sorundur.
Vizyonsuzluk mu? Yoksa her CV’nin vazgeçilmez ögesi “analitik düşünme” yetisi eksikliği mi, bilinmez, büyüyen şehrimizle birlikte ulaşım problemleri de büyümüş, içinden çıkılmaz bir hal almıştır.
Düşünüyorum da, sadece kazılıp, kazılıp kapatılan sokaklar, bir defalığına kazılsa. Kazılan bu sokakların altından ulaşım, pis-temiz su, gaz, telekom, elektrik vs. altyapıları halledilse kötü mü olurdu?
Sizce, Ankara tekrar, tekrar kazılıp kapatılmaktan şaşkına dönmüş sokakların masrafını karşılayacak hovardalıkta bir şehir mi?
Ulaşım konusunda alternatiflerin artırılması ve korunması da hep göz ardı edilmiştir. Üstten giden hafif raylı tranvay çözümleri ne hikmetse hiç girmemiştir bu seçenekler arasına. Onlarca yıldır bitirilemeyen metrolar da ulaşıma sekte vuran unsurlardandır.
Büyük şehirin sorunlar da büyük oluyor. O nedenle sorunları büyümeden halledebilsek iyi olur. Şehrin büyüme paterni sır değildir sanırım. Buna göre yollar ve ulaşım altyapısı bir arada gerçekleştirilse belki ilk yatırım için büyük bir ödeme gerekebilir. Ancak daha sonra gerçekleşecek olan tasarruf göz önünde tutulursa “bir kere yap, tam yap” düşüncesinin mantığı ortaya çıkar.
Yeni iyidir, güzeldir ama eskisi de bir şehrin ruhunu ve albenisini yansıtır. Hiç tanımadığınız bir şehre gittiğinizde o şehrin geçmişine ait ipuçları görmek hangimize güzel gelmez ki? Şehrin geçmişinden bu yana ayakta kalmış yapılar turistik açıdan albeniyi artıran unsurlardandır. Şehrin geçmişinde kullanılmış taşıt araçları da böyledir. İstanbul Beyoğlu’nda yıllar sonra yeniden döşenen raylar üzerinde yeniden yolcu taşımaya başlayan nostaljik tranvayın şehrin değerine önemli katkısı vardır.
Ankara’da 1940’lı yıllarda hizmete girip neredeyse 40 yıl boyunca kullanılmış Troleybüslerimiz ne yazık ki kaybedilmiş şehir sembollerimizdendir.
Troleybüs elektrikle çalışan bir tür otobüstür. Elektriği, tepesinde bulunan iki anten gibi boru sayesinde yukarıya döşenmiş özel elektrik hattından alır. Türkiye’de ilk troleybüs Ankara’ya gelmiştir. Öyle sayıları da çok değildir. Ankara’da toplam 33 troleybüs sefere çıkabilmiştir. Elektrik alan boruları nedeniyle halk arasında “boynuzlu” lakabıyla anılan bu araçlar, ara sıra yerinden çıkan boynuzlar nedeniyle zaman kaybına yol açsa da keyifli bir seyahat vasıtasıdır.
Bahçelievlerin 7. caddesinin sonunda (Milli Kütüphane tarafı) Eser sitesi karşısında büyükçe bir yarım daire şeklinde cep bulunur. Bu cep troleybüslerin gelip 360 derecelik bir tur atabilmeleri için yapılmıştır. Yine bu troleybüslerin gelip, bu cepte durmaları ve son durakları olması nedeniyle buraya “sondurak” denilmiştir.
Çocukluğuma ilişkin en zevkli seyahatlerin “troleybüsler” ile yaptıklarım olduğunu söyleyebilirim. Şimdi olsa aynı keyifle bu araçlarda etrafı dolaşacağımı söyleyebilirim. Hele ki Ankara’nın gezilebilecek yerlerini bu vasıta ile gösteren bir şehir turu olsa, hiç boş kalacağını sanmam.
Şimdilerde, böyle bir eski püskü ama elden geçirilmiş trolleybüs şehrin görülecek yerlerinden geçen bir güzergahda çalışsa kötü mü olurdu?
Tarihini yeni nesillere, uzaktan gelen ziyaretçilere anlatan böylesi bir araç, sizce de şehrin değerini artırmaz mıydı?
Burcak Cubukcu
http://www.burcakcubukcu.com
http://burcakcubukcu.kimdir.com